selda ziyaretci
Üyelik: 01 Ekim 2003
Durum Online: Online Mesaj: -2224
|
Gönderildi: 09 Eylül 2005 - 22:13 | IP Kayıtlı
|
|
|
Kapi çalar...
Sabahin erken saatlerinde... Açarsiniz. Sütçünüzdür gelen. Sütçünün litreliliginden kabiniza dökülen beyazlikta sabahin güzelligine kavusursunuz. Gözünüzde piril piril bir sabah kahvaltisi canlanir. Içinizden "Bugün kahvaltiyi bahçede yapalim " diye geçirirsiniz.
*****
Kapi çalar...
Gelen postacidir. Kucaginda büyükçe bir paket. Uzattigi kagida imza atarsiniz. Daha önceden ismarladiginiz kitaplara kavusmanin sevincini yasarsiniz. Zaten tatilde oldugunuzdan bu kitaplara çok ihtiyaciniz vardir. "Artik canim sikilmayacak " deyip keyiflenirsiniz,en çok merak ettiginizi alip sezlonga uzanirsiniz.
*****
Kapi çalar...
Kapiya kosarsiniz. Yillardir görmediginiz bir dost gelmistir. Sevinirsiniz. Sohbetleriniz saatler boyu hatta günlerce sürer."Yasamak ne güzel "dersiniz içinizden. Hele böyle dostlar varken.
*****
Kapi çalar... Dürbünden bakarsiniz. Kimseyi göremezsiniz. Dönüp yeniden koltuga gömülürsünüz. Bir daha çalar. Bakarsiniz,yine kimse yok, tam o sirada bir daha çalinca kapiyi açarsiniz. Komsunuzun oglu, elindeki sopayla zile uzanmakta. Meger tuzlari bitmis. Içeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz."Elbette göremem. Keratanin boyu bir metre..." Bu küçük hadise neselendiriverir ortaligi. Hatta cosup haniminiza anlatirsiniz.
*****
Kapi çalar... Düsüp bayilacak kadar sasirirsiniz. Askerdeki oglunuz haber vermeden izne çikmistir. "Oglum benim..." diye hasretle kucaklarken göz yaslarinizi zaptedemezsiniz. Mutlulugunuz oglunuzun izni kadar uzar....
*****
"Ve kapi çalmaz..."
En büyük misafir gelir...
Adeta kapiyi kirmistir. Alip gider sizi, sasirirsiniz."Niye haber vermedi?" diye içinizden geçirirken..." Dogdugundan beri zile basmaktayim" der. Bir seyler söylemek istersiniz o an. Ama o andan sonra diliniz dönmez. Ölüm sessiz sedasiz gelivermistir...
|