:
Yazilar
Konu Konu: ÜÇ AYLAR........... Cevap YazYeni Konu
Yazar
Mesaj << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
selamikaranfil
moderatör
moderatör


Üyelik: 01 Ocak 2005
Durum Online: Offline
Mesaj: 242
Gönderildi: 16 Temmuz 2007 - 02:58 | IP Kayıtlı Alıntı selamikaranfil

Gündelik hayatımızın akışı içinde farkında olalım veya olmayalım hayatın temel değerleri konusunda farklı yön ve hedeflere doğru kayıp gidiyoruz. İçinden geçtiğimiz şu netameli ve kaygan zaman diliminde çoğu defa sahte ve sentetik gündemlerin bombardımanı altında adeta
kendimizi kaybediyoruz. Sözünü ettiğimiz bu yapay gündemler, çoğu zaman bize dünyaya asıl geliş gayemizi unutturuyor. Halbuki bizler, bizi asıl gayemizden uzaklaştıracak bu türlü gündemlere karşı sürekli teyakkuz halinde ve gerilim içinde olmalıyız ve bunların yol bulup ruhlarımızı kendi ağlarına almasına fırsat vermemeliyiz.
Allah, önümüze bugünlerde altın bir fırsat koyuyor; Üç aylar! Esasen buna sahici ve ilahî gündem de diyebiliriz. Zira Cenab-ı Hak, bu aylarda af ve mağfiretini, nimetlerini sağanak sağanak yağdırıyor. Recep, Şaban ve Ramazan aylarının bütün gün ve geceleri sürpriz feyiz ve bereketlerle dopdoludur. Üstelik bu aylar içinde bulunan Regâib, Mi'râc, Berât ve Kadir geceleri, hiçbir maddî ve dünyevî ölçüyle değerlendirilemeyecek kadar ilâhî ikramlarla donatılmıştır. Aslında biraz gönül uyanıklığı, dikkat ve samimiyetle bu günlerin ve gecelerin feyzinden yararlanabilirsek manevi yoldaki pek çok eksiğimizi telafi edebilir ve günahlarımızdan arınıp tertemiz hale gelebiliriz. Peki ne yapalım? Bu fırsat aylarını dolu dolu nasıl değerlendirelim?
NEFİS MUHASEBESİ YAPMALIYIZ Öncelikle ciddî bir nefis muhasebesi yapmalıyız.Günümüzde özeleştiri dedikleri nefis muhasebesi aslında insanın bulunduğu noktayı belirlemesi açısından çok önemlidir. "Ben nereden
geldim? Bu dünyaya gönderiliş amacım ne? Şimdi ne yapıyorum? Nereye gidiyorum?" sorularını kendimize sorarak tefekkür iklimine açılmalı,hayatımızın artı ve eksilerini çıkarıp bir bilanço hazırlayarak durumumuz hakkında bir değerlendirme yapmalıyız. Bu şekilde, yapmış olduğumuz hataları ve günahları daha iyi görme fırsatını yakalamış olacağız.
TÖVBE ETMELİYİZ İkinci olarak da bu günahlara karşı içten gelerek tövbe etmeliyiz. Zira içten gelen pişmanlık ve hâlis niyetle yapılan tövbeler insanı günahlarından arındırır. Daha sonra bu duygu, gönül dünyamızda bir ışık yakacak ve bizi kulluk ve vazife aşkıyla hayırlı ve faydalı işler yapmamıza vesile olacaktır.
ORUÇ TUTABİLİRİZ Bu günlerde Allah Resulü'nün diğer günlere nazaran daha çok oruç tuttuğunu ve devamlı hayır yapma peşinde olduğunu görüyoruz. Biz de tutabildiğimiz kadar oruç tutmalı -aynı zamanda bu Ramazan'a hazırlıkda olur- ve elimizdeki imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları sevindirmeliyiz.
BOL BOL KUR'AN OKUYABİLİRİZ Bu mübarek günlerde mealiyle birlikte anlayarak bir Kur'an okuma seferberliği başlatabiliriz. Akşamları fazla değil on veya yirmi dakikamızı bu işe ayıralım. Her gün namazlarda okuduğumuz surelerden başlayarak Kur'an'ın mealini okuyup öğrenerek tefekkür edebiliriz. Bu vesileyle evimizde ayrı bir bereket olacak ve Kur'an'ın nuruyla içimiz aydınlanacaktır.
CAMİLERE GİDEBİLİRİZ Herhangi bir vakit namazı kılmak için büyük bir camiye gidebiliriz. Bu, kulluk şuurumuzu coşturacaktır. Bu şekilde Allah'a kul olmanın engin hazzını iliklerimize kadar hissetmiş olacağız. Bunun dışında yakınlarımızı ziyaret için özel zamanlar programlayabiliriz. Yüce Rabb'imizin Kur'an-ı Kerim'de akraba ziyaretlerine yaptığı ısrarlı vurgu dikkate alınırsa, bunun karşılığında verilecek sevabın derecesi anlaşılır. Bu ayda fakir fukaraya, başı okşanmaya muhtaç yetimlere, kendisine bakacak kimsesi olmayan dula, yaşlıya sadaka için özel bütçe ayrılmalı. Mübarek geceler bütün ev halkı ile bir bayram neşvesi içerisinde geçirilmeli.
UÇ AYLAR NEDiR? Üç ayların ilki olan Recep,"yüceltilmiş, içine ikramlar konulmuş ay" ve "hazırlanmak" manalarına gelmektedir. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi (19.07.2007) Regaib kandilidir. Regaib, "pek çok ihsan" manasına gelen "Ragibe" kelimesinin çoğuludur. Bu gecede Cenab-ı Hakk engin rahmetiyle tecelli edip sonsuz mağfiretiyle muamelede bulunduğu için geceye bu isim verilmiştir. Receb ayının 27. gecesi (10.08.2007) ise Miraç Kandili'dir. Miraç, kelime manası itibariyle "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. Bu gecede Peygamberimiz bir mucize olarak Mekke'deki Mescid-i Haram'dan,Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru yükselip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkmıştır.
ŞABAN, HAYIR AYI Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibariyle "dağılan", "saçılan" manalarına gelmektedir. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz, Şaban ayında Ramazan için pek çok hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir. Şaban ayı
içerisinde Berat kandili vardır (27.08.2007). Berat kelimesi, "borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak" manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur'an-ı Kerim bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece
hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat gecesi denilmiştir.
RAMAZAN, BEREKET AYI Üç ayların sonuncusu olan Ramazan
ayı (13.09.2007), on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur'an indirilmeye başlanmış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Kur'an'ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan "Kadir
Gecesi" (08.10.207) vardır. Bu gece Allah'ın müminlere bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan'ın her gecesinin dolu dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir gecesinin Ramazan'ın
son on günü içinde olduğuna dair güçlü işaretler vardır.


3 Aylar ne demektir? Bize ne anlatır?

İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamber Efendimiz, saâdet meclisinde oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Resûlü (sas), bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü. Kadın yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor sonra bırakıyordu.
Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Resûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet Ya Rasulallah!” Allah Resûlü (sas) tekrar: “Bu kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye sordu. Sahabe “Hayır ya Rasulallah!” karşılığını verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir, kullarını cehenneme atmak istemez.”

İşte böylesine başdöndürücü bir şefkat ve merhamete sahip olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. Bu özel zaman dilimlerinde Cenab-ı Hakk’ın rahmet esintileri sağanak sağanak yağmaktadır. Şu günlerde bu zaman dilimlerinden “üç aylar”a kavuşmanın sevincini yaşıyoruz. Malum olduğu üzere halkımız arasında Arabi aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarına “üç aylar” deniyor.

Ahiret ticaretinin yapıldığı kazançlı bir pazar durumunda olan üç aylar, yılda ancak bir defa açılır ve üç ay boyunca devam eder. İstifade edebilenlerin çok şey kazandığı bu pazarı kaçıranlar gelecek mevsimi beklemek zorundadır. Tabii ömürleri yeterse. Kimse yarına çıkmaya garanti veremediği gibi gelecek mevsime yetişmeyi de taahhüt edemez. Öyleyse yapılacak iş, bu mevsimi çok iyi değerlendirmek, bunun için de onu elimize geçen son fırsat olarak kabul etmek.

Üç aylar fırsat günleridir, çok bereketli bir kazanç mevsimidir. Böylesine bir koyup binler alabileceğimiz kazanç kuşağında kaybetmemek için bu günleri iyi değerlendirmeliyiz.

***

ÜÇ AYLARA HAZIR MISINIZ?

Bu günlerde müminler, birbirleri ile tebrikleşmeli, birbirlerini yemeklere çağırmalı, çocuklar sevindirilmeli, fakirlerin gönlü alınmalı, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları giderilmeli, anne-babanın, masum ihtiyarların duaları alınmalı, hasılı bu aylar daha canlı ve daha verimli yaşanmalıdır.

Bütün bu yapılanlar bir yarış havası içinde yapılırken ihlaslı yapmaya da azami dikkat gösterilmeli. Zira ihlasla yapılan küçük bir amel, ihlassız yapılan pek çok amelden üstündür. Bu sayede hem cemiyete huzur gelmiş, hem de manevi bir atmosfer meydana getirilerek, ilahi rahmetin celbine zemin hazırlanmış olur. Yapılan ibadetler, okunan Kur’anlar, Cenab-ı Hakk’a yükselen inilti ve ızdırap dolu dualar, akıtılan gözyaşları, yapılan tevbe, istiğfarlar yağmuru çeken bulutlar gibi ilahi rahmeti kendisine çeker.

İlahi rahmet, semamızı kapladığı zaman onu hayat kaynağı yağmurlar gibi lütuflar, ihsanlar, ikramlar ve hediyeler takip eder. Böylece gelen rahmet damlaları günahlarımızdan, gafletimizden dolayı kirlenen manevi hayatımızı da temizler.

Öyleyse daha ne duruyoruz. Haydi hep beraber, ilahi rahmet ve lütuflara hasret insanlar olarak başımızı okşayacak rahmet bulutlarının celbine ve onu takip edecek ilahi ihsanlara kendimizi hazırlayalım.

Bu bereketli günleri nasıl değerlendirelim?

1. Bol bol Kur’ân-ı Kerim okuyalım.

2. Peygamber Efendimiz (sas)’in şefaatini ümit ederek, O’na salât ü selâmlar getirelim.

3. Kaza veya nafile namazlar kılalım.

4. Dünyaya gönderiliş amacımızı ve gidişatımızı düşünerek tefekkürde bulunalım.

5. İşlediğimiz günahlar için bu bereketli günlerin yüzü suyu hürmetine samimi ve gönlümüzden gele gele tevbe ve istiğfarda bulunalım.

6. Bir dua listesi oluşturarak sevdiğimiz insanlara bol bol dua edelim.

7. Geceleri değerlendirerek haftanın belirli günlerinde teheccüd namazı kılalım.

8. Bu günlerde Allah Resulü’nün diğer günlere nazaran daha çok oruç tuttuğunu ve devamlı hayır yapma peşinde olduğunu görüyoruz. Biz de tutabildiğimiz kadar oruç tutmalı ve elimizdeki imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları sevindirmeliyiz.

Rahmetin sağanak sağanak yağdığı günler geliyor

REGAİB GECESİ

Regaib, “çokça rağbet edilen, kıymetli, değerli, ihsan” manalarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaib Gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu, kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Halk arasında üç aylar diye meşhur olan Recep, Şaban ve Ramazan aylarından Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi olan Regaib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır. Rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu gece gaflet içinde geçirilmemeli, bir fırsat gecesi olarak değerlendirilip ona göre hareket edilmelidir.

RECEP AYI

Üç ayların ilki olan Recep, “tazim ve tekrim olunan ay” ve “hazırlanmak” manalarına gelmektedir. Peygamber Efendimiz (sas) bu aya ulaştıklarında “Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı hakkımızda mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” diyerek dua ederlerdi. Bu ay içinde aynı zamanda Mi’rac, Berat ve Kadir Gecesi gibi mübarek zaman dilimlerinin de bir müjdecisi olan “Regaib” gecesi vardır. Regaib, pek çok ata ve ihsan” manasına gelen “Ragibe” kelimesinin çoğuludur. Bu gecede Cenab-ı Hak engin rahmetiyle tecelli edip sonsuz mağfiretiyle muamelede bulunduğu için geceye bu isim verilmiştir. Recep ayının 27. gecesi ise Mirac Kandili’dir. Mirac, kelime manası itibarıyla “merdiven”, “yükselecek yer”, “en yüksek makam” manalarına gelmektedir. Bu gecede İnsanlığın İftihar Tablosu (sas) bir mucize olarak Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru pervaz edip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkmıştır.

ŞABAN AYI

Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibarıyla “dağılan”, “saçılan” manalarına gelmektedir. Bir rivayete göre Efendimiz (sas), Şaban ayında Ramazan için pek çok hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir. Şaban ayı içerisinde Berat Kandili vardır. Berat kelimesi, “borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak” manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur’an-ı Kerim, Levh-i Mahfuz’dan alınmış ve bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat Gecesi denilmiştir. Yine bu ay içinde hicretin ikinci senesi Müslümanların kıblesi Mescid-i Aksa’dan Kâbe’ye çevrilmiştir.

RAMAZAN AYI

Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı, on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur’an nazil olmaya başlamış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Ramazan kelimesi “kızgın taş” manasına gelen “Ramid” kelimesinden türetilmiştir. Ramazan ayı çok sıcak ve hararetli bir zaman dilimine tevafuk ettiği için ona bu isim verilmiştir. Ayrıca nasıl ki kızgın taş etrafındakini yakıp yok ederse Ramazan da kulların günahlarını yakıp mahvettiği için bu aya bu ismin verildiğini söyleyenler de olmuştur. Bazıları ise Ramazan kelimesinin “yağan yağmur” manasına gelen “ramıd” kelimesinden türetildiğini ve nasıl ki yağmurun yağması neticesinde yeryüzünün temizlenmesi gibi Ramazan ayında da günahların temizlenmesi sebebiyle bu aya bu ismin verildiğini söylemişlerdir. Kur’an’ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi” vardır. Bu gece Allah’ın müminlere bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan’ın her gecesinin dolu dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde olduğuna dair güçlü işaretler vardır.

ZAMAN - AİLEM


Sayfa Başı Göster selamikaranfil's Profil Bu kullanıcının diğer mesajlarını araştır selamikaranfil
 

  Cevap YazYeni Konu
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

Foruma Git
Bu işlemi yapamazsınız: Yeni konu gönderme
Bu işlemi yapamazsınız: Konulara cevap yazma
Bu işlemi yapamazsınız: Mesajlarınızı silme
Bu işlemi yapamazsınız: Mesajlarınızı düzenleme
Bu işlemi yapamazsınız: Anket oluşturma
Bu işlemi yapamazsınız: Oy kullanma

Powered by Web Wiz Forums version 7.9
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide

Sayfa yükleme süresi: 0.0938 saniye.