Muaz_87 admin
Üyelik: 01 Ekim 2003 Ülke: Turkey
Durum Online: Offline Mesaj: 76
|
Gönderildi: 17 Ocak 2005 - 14:40 | IP Kayıtlı
|
|
|
GUVALI GILDE (TOP TAS) VE AKYAZI’NIN MITOLOJIK DURUMU
Hepimizin bildigi gibi Akyazi’nin hemen dogusunda YER ALAN CULALI KAYA BÖLGESINDE Aslandede’gilin pinarin bitisiginde guvali gilde diye bilinen yuvarlak top tas vardir.Bu tas incelendiginde çapi yaklasik 18 metre yerden yüksekligi ise 7 metre yuvarlak kayadir .Üzerinde bir miktar toprak ve bitki örtüsü vardir.
Culali kaya bölgesinden Arpa çukur sirtlarina kadar uzanan arazi kesimi ören yeridir.Tam Arpa çukuru sirtlarinda da Kilise kalintilari vardir.Bölgede yapilan kaçak kazilardan geride kalan mezar taslari, duvar sütunlari ile mermer islemeli duvar taslari yörede yasamin oldukça zengin ve lüks oldugunu gösteriyor.
MÖ.4.yy sonlarinda Büyük Iskender’in sinirlarina dahil ettigi Amasya ve civarinda sirasiyla Roma ve Bizans uygarliklarinin kalintilarina rastlanilmaktadir.Özellikle, Bizans döneminde Amasya ve Tokat civarinda genis kitleyle Hiristiyanlik inanci yaygin olmustur. Bugün Kavaklik dedigimiz mevkide Katmer kayaligi ile baglar arasindaki tarlalarda Hamam kalintilarina rastlamak mümkündür.Özellikle Traktör icat edilip karasaban ortadan kalkinca derin pulluklarla tarla süren köylülerimiz zikrettigim mevkide Hamam kalintilarina rastlamislardir.Iste bunlar Roma uygarliginin kalintilaridir.Yine Pinargözü Hamamyolu mevkilerinden tepe tarlalara kadar uzanan arazi kesimi Roma yerlesim birimine ait kalintilarla doludur.
Kisaca Akyazi ve civarindaki mitolojik durumunu gördükten sonra Guvali gildeye dönelim.Belki de bir çogumuzun erinip de çikamadigimiz Guvali gildenin üzerinde kaya mezarlari vardir.Ayrica yuvarlak kayanin etrafinda ayak izlerine de rastlamak mümkündür.Bundan da anlasiliyor ki guvali gilde (Toptas) Roma ve Bizanslilara dini yönden hizmet vermis bir mabet hane.Top tasin etrafindaki yapisal kalintilardan anlasilacagi üzere Roma devrinin en zengin döneminde burasi büyük bir yerlesim alaniydi.Kaçak kazilardan geride kalan bronz Roma paralari buralarda ticaret yapildigini,mezarlarin siradan olmadigini,önemli kisilerin top tas yada diger kayalardaki oyma mezarlara gömüldügü görülmektedir.Yine Planli bir yerlesim alani oldugu Su pohrenklerinden ve pisirilmis toprak yer dösemelerinden anlasilmaktadir.Yörede sarapçilikta kendini göstermis ve Halen köyde birkaç evde bulunan derin küpler Roma kalintilaridir. Köyümüzün cami minaresi tabaninda bulunan kesme taslar ile bir çogumuzun ev ve ambar direkleri de kilise ve civarindan nakledilen Roma ve Bizans kalintilaridir.
Yerlesim alanini söyle çizersek her halde yanlis olmaz.
- Davut Çavusun pinarindan Culali kaya,Arpaçukur sirtlarindan Haci dede nin agilindan Köyün üstündeki tarlalarin üzerinden geçen hat,
- Kara Yusuflar sogu dibi Degirmenlerin basindan Aptal pinarina kadar uzanan hat,
- Pinargözü,Tepe tarlalarindan Gavurderesine kadar uzanan yerler,
- Tilki deresi.Baglar dan kale dibine kadar uzanan yerler yerlesim alanidir.
Peki ama Köyümüzün etrafi özellikle hakim yerlerde yerlesim alanlari neden tespit edilmisde düzlük ve sulak yerler tercih edilmemistir.Ebetteki hepinizin tahmin edecegi gibi yerlesim alanini savunmak için.Sürekli akinlarin ve savaslarin yasandigi dönemlerde özellikle dini yayilmalarin etken oldugu savaslarda savunma ancak hakim arazilerle mümkündü.
Yine aklimiza gelen bir soruda bu insanlar neyle geçiniyorlardi.Kalintilardan da anlasiliyor ki sarapçilik en basta gelen geçim kaynagidir.Sirasiyla Mese palamudu ticareti, av hayvani kürk ticareti ile hafif tarim ve hayvanciligin yani sira pisirilmis toprak el sanatlariyla Pinar gözü çevresinde Sün güt tas isçiligi geçim kaynagiydi diye düsünüyorum.
Akyazi ve çevresindeki yasaminda 1075 yilinda Amasya ve Tokat civarini Selçuklularin fethi ile yine 1174 yilinda Danismentlilerin baskentliginden sonra II.Kiliçarslanin Amasya ve civarini ele geçirip Müslümanligin yayginlasmasiyla terkedilmistir.Uzun süre harabe kalan bu ören yerleri Akyazililarin yerlesmesiyle tekrar canlanmaya baslamistir.Yaklasik 800 yil bos kalmistir. Akyazi ve civari sadece göçebeler kalmis yaylacilikla geçici yasam sürdürülmüslerdir.
KAYNAK: Büyük Ansiklobedi,
HAZIRLAYAN: Poro Mustafa Uludag 1986
|